وَرَبُّكَ الْغَفُورُ ذُو الرَّحْمَةِ لَوْ يُؤَاخِذُهُم بِمَا كَسَبُوا لَعَجَّلَ لَهُمُ الْعَذَابَ بَل لَّهُم مَّوْعِدٌ لَّن يَجِدُوا مِن دُونِهِ مَوْئِلًا
ve rabbu-ke
ve senin Rabbin
el gafûru
gafur, bağışlayıcı, mağfiret eden
zu
sahip
er rahmeti
rahmet
lev
eğer
yuâhızu-hum
onları muaheze eder, sorgular
bi
ile
mâ kesebû
kazandıkları şeyler
le accele
mutlaka acele eder
lehum
onlar için, onlara
el azâbe
azap
bel
bilâkis, aksine, hayır
lehum
onlar için, onlara (vardır)
mev'ıdun
vaadedilen zaman
len yecidû
asla bulamazlar
min dûni-hi
ondan başka
mev'ilen
sığınılacak yer, sığınacak yer