إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
inne
muhakkak
fî zâlike
bunda vardır
le
mutlaka, elbette
zikrâ
hatırlatma, öğüt, ibret
li men
kimse için
kâne
oldu, idi
lehu
onun, onun vardır
kalbun
kalp
ev
veya, ya da
elkâ
ilka etti, attı
es sem'a
kulak verdi, dinledi, işitti
ve huve
ve o
şehîdun
şahit olarak