بَلْ عَجِبُوا أَن جَاءهُمْ مُنذِرٌ مِّنْهُمْ فَقَالَ الْكَافِرُونَ هَذَا شَيْءٌ عَجِيبٌ
bel
hayır
acibû
şaşırdılar
en câe-hum
onlara gelmesi
munzirun
bir uyarıcı
min-hum
onlardan, kendilerinden
fe
bunun üzerine
kâle
dedi
el kâfirûne
kâfirler
hâzâ
bu
şey'un
bir şey
acîbun
acayip, şaşılacak