أَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِّن نَّخِيلٍ وَعِنَبٍ فَتُفَجِّرَ الأَنْهَارَ خِلالَهَا تَفْجِيرًا
ev
veya
tekûne
(senin) olsun
leke
sana ait, senin
cennetun
bir cennet, bir bahçe
min nahîlin
hurma ağaçlarından
ve inebin
ve üzüm bağ(lar)ı
fe tufeccire
böylece akıtırsın, fışkırtırsın
el enhâre
nehirler
hılâle-hâ
onun arasından
tefcîren
akan, fışkırarak akan