وَإِذَا مَسَّكُمُ الْضُّرُّ فِي الْبَحْرِ ضَلَّ مَن تَدْعُونَ إِلاَّ إِيَّاهُ فَلَمَّا نَجَّاكُمْ إِلَى الْبَرِّ أَعْرَضْتُمْ وَكَانَ الإِنْسَانُ كَفُورًا
ve izâ messe-kum
ve size dokunduğu zaman
ed durru
bir zarar, bir sıkıntı, bir tehlike
fî el bahri
denizde
dalle
saptı, gitti
men ted'ûne
çağırdığınız, davet ettiğiniz, dua ettikleriniz
illâ iyyâ-hu
sadece o hariç, ondan başka
fe lemmâ
böylece, olduğu zaman, olunca
neccâ-kum
sizi kurtardık
ilâ el berri
karaya
a'radtum
yüz çevirdiniz
ve kâne
ve oldu
el insânu
insan
kefûren
çok nankör