قَالُواْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا لَنَا فِي بَنَاتِكَ مِنْ حَقٍّ وَإِنَّكَ لَتَعْلَمُ مَا نُرِيدُ
kâlû
dediler
lekad
andolsun
alimte
sen bildin, senin bildiğin (gibi)
mâ
yok, değil
lenâ
bizim için
fî benâti-ke
senin kızlarında, kızların hakkında, konusunda
min hakkın
bir hak (haktan)
ve inne-ke
ve muhakkak sen
le ta'lemu
elbette biliyorsun
mâ nurîdu
ne istediğimizi (maksadımızı)