وَمِنَ النَّاسِ مَن يَعْبُدُ اللَّهَ عَلَى حَرْفٍ فَإِنْ أَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَأَنَّ بِهِ وَإِنْ أَصَابَتْهُ فِتْنَةٌ انقَلَبَ عَلَى وَجْهِهِ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةَ ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ
ve min en nâsi
ve insanlardan
men
kim, kimse(ler)
ya'budu allâhe
Allah'a ibadet eder
alâ harfın
bir ucundan, az, gönülsüz
fe
o zaman, böylece
in asâbe-hu
eğer ona isabet ederse
hayrun
bir hayır
ıtmeenne
tatmin olur
bi-hî
onunla
ve in asâbet-hu
ve eğer ona isabet ederse
fitnetun
bir fitne
inkalebe
döner
alâ vechi-hî
yüzü üzerine, yüz geri
hasire ed dunyâ
dünya hüsrandadır
ve el âhırete
ve ahiret
zâlike
o, bu, işte bu
huve
o
el husrânu
hüsran
el mubînu
apaçık