صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ
sırâta
yol
ellezîne
ki onlar
en'amte
sen ni'met verdin
aleyhim
onlara, onların üzerine
gayri
başka, hariç, değil
el magdûbi
gadap, öfke duyulanlar
aleyhim
onlara, onların üzerine
ve
ve
lâ ed dâllîne
dalâlette olanlar değil