وَلَقَدْ جِئْتُمُونَا فُرَادَى كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَتَرَكْتُم مَّا خَوَّلْنَاكُمْ وَرَاء ظُهُورِكُمْ وَمَا نَرَى مَعَكُمْ شُفَعَاءكُمُ الَّذِينَ زَعَمْتُمْ أَنَّهُمْ فِيكُمْ شُرَكَاء لَقَد تَّقَطَّعَ بَيْنَكُمْ وَضَلَّ عَنكُم مَّا كُنتُمْ تَزْعُمُونَ
ve lekad
ve andolsun
ci'timû-nâ
bize geldiniz
furâdâ
fertler olarak, tek tek
kemâ
gibi
halaknâ-kum
sizi yarattık
evvele
evvel, ilk
merratin
defa
ve teraktum
terkettiniz, bıraktınız
mâ
şeyleri
havvelnâ-kum
size verdik, lütfettik
verâe zuhûri-kum
(sizin) arkanızda
ve mâ nerâ
ve görmüyoruz
mea-kum
sizinle beraber
şufeâe-kum
sizin şefaatçileriniz
ellezîne
ki onlar
zeamtum
siz zannettiniz
enne-hum
onların olduğunu
fî-kum
sizinle
şurakâu
ortaklar
lekad
andolsun
tekattaa
bağlar parçalanıp, koparılmış
beyne-kum
sizinle aranızdaki
ve dalle
ve saptı, uzaklaştı, kayboldu
an-kum
sizlerden
mâ kuntum
sizin ..... olduğunuz şeyler
tez'umûne
zannediyorsunuz