وَلَقَدْ أَرْسَلنَآ إِلَى أُمَمٍ مِّن قَبْلِكَ فَأَخَذْنَاهُمْ بِالْبَأْسَاء وَالضَّرَّاء لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ
ve uhîta
ve andolsun
erselnâ
biz gönderdik
ilâ umemin
ümmetlere
min kabli-ke
senden önce
fe ehaznâ-hum
o zaman biz onları yakaladık, uğrattık
bi el be'sâi
azaba, fakirliğe, sıkıntıya
ve ed darrâi
ve zarar, darlık
lealle-hum
umulur ki böylece onlar, böylece onlar ... olsun diye
yetedarraûne
yalvarırlar