قُلْ إِنَّنِي هَدَانِي رَبِّي إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ دِينًا قِيَمًا مِّلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
kul
de
inne-nî
muhakkak ki beni
hedâ-ni
beni hidayete erdirdi, hidayet etti
rabbî
Rabbim
ilâ sırâtın mustekîmin
Sıratı Mustakîm'e, Allah'a yönelmiş olan yola
dînen
din olarak
kıyamen
kıyamete kadar ayakta kalan, kalacak olan
millete
topluluk, din
ibrâhîme
Hz. İbrâhîm
hanîfen
hanif olarak, hanif olan (tek Allah'a inanan)
ve mâ kâne
ve olmadı
min el muşrikîne
müşriklerden