وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْغَمَامَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى كُلُواْ مِن طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَكِن كَانُواْ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
ve
ve
zallelnâ
gölgeledik, gölge yaptık
aleykum
sizin üzerinize
el gamâme
bulut
ve
ve
enzel-nâ
biz indirdik
aleykum
sizin üzerinize
el menne
kudret helvası
ve
ve
es selvâ
bıldırcın
kulû
yeyin
min
den
tayyibâti
temiz olanlar, helâl olanlar
mâ
şey(ler)
razaknâ-kum
sizi rızıklandırdık
ve
ve
mâ zalemû-nâ
bize zulmetmediler
ve
ve
lâkin
lâkin, fakat
kânû
oldular
enfuse-hum
kendi nefsleri, kendileri
yazlimûne
zulmediyorlar