وَإِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّمَّا نَزَّلْنَا عَلَى عَبْدِنَا فَأْتُواْ بِسُورَةٍ مِّن مِّثْلِهِ وَادْعُواْ شُهَدَاءكُم مِّن دُونِ اللّهِ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ
ve in kuntum
ve eğer siz iseniz
fî reybin
şüphe içinde
mimmâ (min mâ)
şeyden
nezzelnâ
biz indirdik
alâ
üzerine, ... a
abdi-nâ
(bizim) kulumuz
fe'tû (fe u'tû)
o zaman, öyleyse getirin
bi sûretin
bir sureyi
min misli-hi
onun mislinden, onun benzeri, onun gibi
ved'û (ve ud'û)
ve davet edin, çağırın
şuhedâe-kum
sizin şahitleriniz
min dûni allâhi
Allah'tan başka
in kuntum
eğer siz iseniz
sâdıkîne
sadıklar, doğru söyleyenler