وَإِذَا لَقُواْ الَّذِينَ آمَنُواْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُواْ إِنَّا مَعَكْمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِؤُونَ
ve izâ
ve olduğu zaman
lekû
karşılaştılar, buluştular
ellezîne
o kimseler, onlar
âmenû
îmân ettiler, âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
kâlû
dediler
âmennâ
biz inandık, îmân ettik, âmenû olduk
ve izâ
ve olduğu zaman
halev
yalnız kaldılar, başbaşa kaldılar
ilâ şeyâtîni-him
kendi şeytanlarıyla
kâlû
dediler
innâ
hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
mea-kum
sizinle beraber
innemâ
sadece, ancak
nahnu
biz
mustehziûne
alay edenler, alay eden kimseler