وَلاَ تَقْعُدُواْ بِكُلِّ صِرَاطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللّهِ مَنْ آمَنَ بِهِ وَتَبْغُونَهَا عِوَجًا وَاذْكُرُواْ إِذْ كُنتُمْ قَلِيلاً فَكَثَّرَكُمْ وَانظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ
ve lâ tak'udû
ve oturmayın
bi kulli sırâtın
her yola, tüm yolların üzerine
tû'ıdûne
vaad ediyorsunuz (negatif vaad), tehdit ediyorsunuz
ve tasuddûne
ve mani oluyorsunuz, engelliyorsunuz, men ediyorsunuz
an sebîli allâhi
Allah'ın yolundan
men
kim, kimse
âmene
inandı, amenu oldu
bi-hi
ona
ve tebgûne-hâ
ve onda arıyorsunuz, istiyorsunuz
ivecen
eğrilik
ve uzkurû
ve hatırlayın
iz kuntum kalîlen
siz az idiniz
fe kessere-kum
sonra sizi çoğalttı
ve unzurû
ve bakın (ibret alın)
keyfe
nasıl
kâne
oldu
âkıbetu
son, sonuç
el mufsidîne
fesat çıkaranlar