وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكَ لَيَبْعَثَنَّ عَلَيْهِمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَن يَسُومُهُمْ سُوءَ الْعَذَابِ إِنَّ رَبَّكَ لَسَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ
ve iz teezzene
ve bildirmişti
rabbu-ke
senin Rabbin
le yeb'asenne
mutlaka gönderecek
aleyhim
onların üzerine, onlara
ilâ yevmi el kıyâmeti
kıyâmet gününe kadar
men
kim, kimse, kişi, kişiler
yesûmu-hum
onları zorlayacak, yapacak
sûe el azâbi
azabın kötüsü
inne
muhakkak ki
rabbe-ke
senin Rabbin
le serîu el ıkâbi
elbette ikabı (cezası) seri, çabuk olan
ve inne-hu
ve muhakkak ki o, gerçekten o
le gafûrun
elbette, mutlaka gafurdur, mağfiret edendir
rahîmun
Rahîm'dir, rahmet nuru gönderendir, Rahîm esması ile tecelli edendir