وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَوْلَا أَجَلٌ مُّسَمًّى لَجَاءهُمُ الْعَذَابُ وَلَيَأْتِيَنَّهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
ve yesta'cilûne-ke
ve senden acele istiyorlar
bi el azâbi
azabı
ve lev lâ
ve olmasaydı
ecelun
ecel, zaman
musemmen
belirlenmiş
le
elbette, mutlaka
câe-hum
onlara geldi
el azâbu
azap
ve le ye'tiyenne-hum
ve mutlaka onlara gelecek
bagteten
ansızın
ve hum
ve onlar
lâ yeş'urûne
farkına varmazlar