وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِّأَنفُسِهِمْ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُواْ إِثْمًا وَلَهْمُ عَذَابٌ مُّهِينٌ
ve lâ yahsebe-enne
ve sakın zannetmesinler
ellezîne keferû
kâfirler
ennemâ
... olduğu, ... olması
numlî
mühlet veririz, mühlet veriyoruz
lehum
onlar için, onlara
hayrun
hayırdır
li enfusi-him
kendileri için
innemâ
ancak, sadece
numlî
mühlet veririz, mühlet veriyoruz
lehum
onlar için, onlara
li yezdâdû
artırmaları için
ismen
günah
ve lehum
ve onlar için, onlara vardır
azâbun
azap
muhînun
alçaltıcı