فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
fe
artık
zer-hum
onları bırak
yahûdû
(boş şeylere) dalsınlar
ve yel'abû
ve oynasınlar, oyalansınlar
hattâ
oluncaya kadar
yulâkû
mülâki olurlar, karşılaşırlar, kavuşurlar
yevme
gün
hum
onlar
ellezî
ki o
yûadûne
vaadolunurlar