وَمِنَ الأَعْرَابِ مَن يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَيَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ قُرُبَاتٍ عِندَ اللّهِ وَصَلَوَاتِ الرَّسُولِ أَلا إِنَّهَا قُرْبَةٌ لَّهُمْ سَيُدْخِلُهُمُ اللّهُ فِي رَحْمَتِهِ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
ve min el a'râbî
ve bedevî (göçebe) Araplar'dan
men
kimse(ler)
yu'minu
îmân eder, âmenû olur
bi allâhi
Allah'a
ve el yevmi el âhıri
ve ahir gün (ahiret günü, Allah'a ulaşma günü)
ve yettehızu
ve edinir, kabul eder
mâ yunfiku
infâk ettiği şey
kurubâtin
yakınlıklar, yakınlığa vesileler
inde allâhi
Allah'ın katında, Allah'ın indinde
ve salavâti er resûli
ve resûlün duaları
e lâ
(öyle) değil mi?, ... değil midir?
inne-hâ
muhakkak ki o, çünkü o, gerçekten o
kurbetun
yakınlık
lehum
onlar için, onlara
se yudhılu-hum allâhu
Allah onları dahil edecek
fî rahmeti-hi
kendi rahmetinin içine
inne allâhe
muhakkak ki Allah
gafûrun
mağfiret eden
rahîmun
rahîm, rahmet nuru gönderen