وَمِمَّنْ حَوْلَكُم مِّنَ الأَعْرَابِ مُنَافِقُونَ وَمِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ مَرَدُواْ عَلَى النِّفَاقِ لاَ تَعْلَمُهُمْ نَحْنُ نَعْلَمُهُمْ سَنُعَذِّبُهُم مَّرَّتَيْنِ ثُمَّ يُرَدُّونَ إِلَى عَذَابٍ عَظِيمٍ
ve mimmen (min men)
ve o kimselerden
havle-kum
sizin etrafınızda
min el a'râbi
ve bedevî (göçebe) Araplar'dan
munâfikûne
münafıklar
ve min ehle el medîneti
ve şehir (Medine) halkından
meredû
adet edinmiş, alışmış olanlar
alâ en nifâkı
nifak üzerinde olma
lâ ta'lemu-hum
onları sen bilmezsin
nahnu
biz
na'lemu-hum
onları biz biliriz
se nuazzibu-hum
onları azaplandıracağız
merrateyni
iki kere
summe
sonra
yuraddûne
döndürülecekler, çevrilecekler
ilâ azâbin azîmin
büyük azaba