1. 94. Ayeti

يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ قُل لاَّ تَعْتَذِرُواْ لَن نُّؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ وَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

  • ya'tezirûne

    özür beyan ederler

  • ileykum

    size

  • izâ reca'tum

    siz geri döndüğünüz zaman

  • ileyhim

    onlara

  • kul

    de

  • lâ ta'tezirû

    özür beyan etmeyin

  • len nu'mine

    asla inanmıyoruz

  • lekum

    sizin için, size

  • kad

    olmuştu

  • nebbe ene allâhu

    Allah bana haber verdi, bildirdi

  • min ahbâri-kum

    sizin haberlerinizden (haberlerinizi), durumunuzdan (durumunuzu)

  • ve se yerâ allâhu

    ve Allah görecek

  • amele-kum

    sizin amellerinizi

  • ve resûlu-hu

    ve onun resûlü

  • summe

    sonra

  • tureddûne

    döndürüleceksiniz

  • ilâ

    ...e

  • âlimil gaybi

    gaybı bilen

  • ve eş şehâdetî

    ve görünen

  • fe yunebbiu-kum

    böylece size haber verecek

  • bi mâ

    şeyleri

  • kuntum

    oldunuz

  • ta'melûne

    yapıyorsunuz

TEVBE suresi - 94. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Seferden dönüp de onlarla buluştuğunuz zaman size özürler getirecek onlar; de ki: Özür dilemeyin, kesin olarak size inanmıyoruz; Allah, sizin ahvâlinizi haber vermiştir bize ve bundan sonraki hareketlerinizi de Allah ve Peygamberi görecek, sonra da gizliyi ve açığı bilen Tanrının tapısına döneceksiniz de o, bütün yaptıklarınızı size bildirecek.
  • Abdullah Parlıyan

    Münafıklar, savaştan döndüğünüz vakit, sizden özür dilerler. De ki: Asılsız özürler ileri sürmeyin, çünkü size inanmıyoruz. Allah sizin hakkınızda, gerekli bilgiyi bize vermiş bulunuyor. Zaten Allah ve elçisi bundan sonraki yapıp edeceklerinize bakacak, sonra gizli ve açık herşeyi, hakkıyla bilen Allah'a dödürüleceksiniz de, O size neler yapıyordunuz, hepsini haber verecektir.
  • Adem Uğur

    (Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.
  • Ahmed Hulusi

    Savaştan döndüğünüzde size mazeret beyan edecekler. . . De ki: "Özür beyan etmeyin. . . Size asla inanmayacağız. . . (Zaten) Allâh bizi, sizin durumunuzdan haberdar etti. . . Allâh ve Rasûlü sizin ortaya koyduğunuzun sonucunu görecek; sonra algılanamayan ve algılanan âlemlerin Aliym'ine döndürülürsünüz! (O da) size yapmakta olduklarınızın anlamını ve sonucunu bildirecek. "
  • Ahmet Tekin

    Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde, size özür beyan edecekler. Onlara:'Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle güvenmeyiz, inanmayız. Allah bir kısım hallerinizi bize haber verdi. Bundan sonra da, Allah ve Rasûlü amellerinizi görecektir. Sonra, duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilenin huzuruna varacaksınız. Allah, işlemekte olduğunuz amellerinizi birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekecektir.' de.
  • Ahmet Varol

    Yanlarına döndüğünüzde size özür beyan ederler. De ki: 'Hiç özür beyan etmeyin. Size inanmayacağız. Allah sizin haberlerinizi bize bildirdi. Allah da Peygamberi de amellerinizi görecek. Sonra gizli olanı da açık olanı da bilene döndürülürsünüz ve O size yapmakta olduklarınızı bildirir.'
  • Ali Bulaç

    Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: "Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, sizin durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun Resulü de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir."
  • Ali Fikri Yavuz

    Savaştan geri dönüp münafıkların yanına vardığınız zaman, onlar size özür dileyecekler. De ki: “- Boşuna özür dilemeyin, size inanmıyacağız. Doğrusu Allah bize durumunuzdan bir çok haberler verdi. Bundan böyle Allah ve Rasûlü, yaptıklarınızı görecektir. Sonra gaybı ve hazırı bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O vakit size, Allah, ne yapmış olduğunuzu haber verecektir.”
  • Bayraktar Bayraklı

    Seferden onlara döndüğünüz zaman, size özür beyan edecekler. De ki: “Boşuna özür dilemeyiniz! Size asla inanmayız; çünkü Allah, yaptıklarınızı bize bildirmiştir. Amellerinizi Allah da görecektir, Peygamberi de. Sonra, görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.”
  • Bekir Sadak

    Savastan dondugunuzde size ozur beyan ederler. Onlara de ki: «Ozur beyan etmeyin, size inanmayacagiz, Allah haberlerinizi bize bildirmistir. Allah da, peygamberi de isleyeceklerinizi gorecektir. Sonunda, gorulmeyeni ve goruneni bilen Allah'a geri cevrileceksiniz. O, islediklerinizi size haber verecektir.»
  • Celal Yıldırım

    Münafıklar (savaştan) döndüğünüzde sizden özür dilerler. De ki: Özür dilemeyin ! Elbette size inanmıyoruz. Allah haberlerinizi bize açıkça bildirmiştir. Bundan böyle de Allah da Peygamberi de yaptıklarınızı görecek (ve değerlendirecek). Sonra da (ölüp) gizli ve açık her şeyi hakkıyle bilen (Allah)e döndürüleceksiniz; O da yaptıklarınızı size bir bir haber verecektir.
  • Cemal Külünkoğlu

    (Seferden) geri döndüğünüzde (münafıklar) size özür belirttiler. De ki: “Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, sizin durumunuzu haber vermiştir. (Bundan böyle) yaptığınızı Allah da, Resulü de görecektir. Sonra da görünen ve görünmeyen her şeyi bilen Allah'ın huzuruna çıkarılacaksınız. O da yaptıklarınızı size haber verecektir.
  • Diyanet İşleri (eski)

    Savaştan döndüğünüzde size özür beyan ederler. Onlara de ki: 'özür beyan etmeyin, size inanmayacağız, Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da, Peygamberi de işleyeceklerinizi görecektir. Sonunda, görülmeyeni ve görüneni bilen Allah'a geri çevrileceksiniz. O, işlediklerinizi size haber verecektir.'
  • Diyanet Vakfi

    (Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.
  • Edip Yüksel

    (Savaştan gelip) kendilerine döndüğünüzde size özürler sayarlar. De ki: 'Boşuna özür saymayın; size artık inanmayız, ALLAH durumunuzu bize bildirmiş bulunuyor. ALLAH ve elçisi sizin işlerinizi görecek ve sonra da gizliyi ve açığı Bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. O yaptıklarınız her şeyi size bildirecektir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Yanlarına avdet ettiğinizde size itizar edecekler, de ki: itizar etmeyin ihtimali yok size inanmıyacağız doğrusu Allah bize ahvalinizden bir çok haberler verdi, bundan böyle de Allah ve Resulü amelinizi görecek, sonra hepiniz o gayb-ü şehadeti bilen hakkın huzuruna götürüleceksiniz o vakıt o size haber verecek neler yapıyordunuz
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Yanlarına döndüğünüzde size özür beyan edecekler. De ki: «Özür beyan etmeyin, asla size inanmayacağız! Doğrusu Allah bize durumunuzdan birçok haberler verdi; bundan böyle de Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir; sonra hepiniz gizliyi aşikarı bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz. O vakit O, size neler yaptığınızı haber verecektir.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyan edecekler. De ki: «Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi». Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir. Daha sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O vakit O, size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir.
  • Fizilal-il Kuran

    Savaştan döndüğünüzde size özür dileyecekler. Onlara de ki: “Özür beyan etmeyin. Size asla inanmayacağız. Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da, Peygamberi de işleyeceklerinizi görecektir. Sonunda, görülmeyeni ve görüneni bilen Allah’a geri çevrileceksiniz. O, işlediklerinizi size haber verecektir.”
  • Gültekin Onan

    Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: "Özür belirtmeyin, size kesin olarak inanmıyoruz / güvenmiyoruz (len nümine). Tanrı bize durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Tanrı görecektir, O'nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahade edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O yaptıklarınızı size haber verecektir."
  • Hasan Basri Çantay

    (Seferden) onlara döndüğünüz vakit size özür dermiyan edeceklerdir. De ki: (Bîhûde) özür dilemeyin. Size kat'iyyen inanmıyoruz. Allah, bize (hallerinizden bir çok) haberler vermişdir. (Bundan sonraki) hareketinizi de Allah, Resulü ile beraber, görecekdir. (En) sonra gizliyi ve aşikârı bilen (Allah) a döndürüleceksiniz de O, size, neler yapıyordunuz, (hepsini) haber verecekdir.
  • Hayrat Neşriyat

    (O münâfıklar, Tebük’ten) kendilerine döndüğünüz zaman size özür beyân edecekler. De ki: '(Hiç) ma'zerette bulunmayın, size aslâ inanmayacağız! Allah, sizin haberlerinizden bir kısmını gerçekten bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecek, Resûlü de! Sonra, gizli olanı ve görüneni hakkıyla bilen (Allah’)a döndürüleceksiniz; artık (O da) size, yapmakta olduğunuzu haber verecektir!'
  • İbni Kesir

    Kendilerine döndüğünüz vakit de size özür beyan ederler. De ki: Özür dilemeyin. Size katiyyen inanmıyorum. Doğrusu Allah, bize haberlerinizi bildirmiştir. Allah da, Rasulü de amellerimizi görecektir. Sonra hepiniz, görüleni de görülmeyeni de bilene döndürüleceksiniz. O, size neler yaptığınızı haber verecektir.
  • Kadri Çelik

    Onlara döndüğünüzde size özür beyan ederler. Onlara De ki: “Özür beyan etmeyin, size asla inanmayacağız, Allah bazı haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da peygamberi de (özrünüzün yalan olduğunu gösteren) amellerinizi görecektir. Sonunda, görülmeyeni ve görüneni bilen Allah'a geri döndürüleceksiniz de böylece O, yaptıklarınızı size haber verecektir.”
  • Muhammed Esed

    (Ve) onlar, (seferden) döndüğünüzde size bahaneler arzedecekler! De ki: "(Asılsız) özürleri ileri sürmeyin, (çünkü) size inanmıyoruz: Allah bize hakkınızda gerekli bilgiyi vermiş bulunuyor zaten. (Bundan sonraki) yapıp ettiklerinize bakacak Allah; ve Onun Elçisi (de öyle); sonunda, yaratıkların görüş ve algı alanı dışında kalan şeyleri de, onların duyu ve tasavvur yoluyla tanıklık edebilecekleri şeyleri de bütün gerçeğiyle bilen Onun karşısına çıkarılacaksınız; Ve O sizin (hayatta) ne yapıp ettiğinizi tam olarak kavramanızı sağlayacak".
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    Onlara döndüğünüz zaman size mazeret beyan edeceklerdir. De ki: «Mazerette bulunmayınız, elbette size inanmayacağızdır. Muhakkak ki, Allah Teâlâ sizin bir kısım hallerinizden bizi haberdar buyurdu ve sizin amellerinizi Allah Teâlâ ve Peygamberi görecektir. Sonra gizliyi de, âşikâreyi de bilene döndürüleceksiniz. Artık o da neler yapmış olduklarını size haber verecektir.»
  • Ömer Öngüt

    Seferden geri dönüp onların yanına geldiğiniz zaman size özür beyan ederler. De ki: “Hiç özür beyan etmeyin, size aslâ inanmayız. Çünkü Allah bize sizin haberlerinizi bildirmiştir. Yaptığınızı Allah da görecek Peygamber'i de. Sonunda görüleni ve görülmeyeni bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı haber verecektir. ”
  • Şaban Piriş

    Geri döndüğünüzde size özür beyan ederler. De ki: -Özür beyan etmeyin, size inanmayacağız. Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da yaptıklarınızı görecektir, Resulü de. Sonra gaybı ve görünenleri bilene döndürüleceksiniz. O da size yaptıklarınızı haber verecektir.
  • Suat Yıldırım

    Savaş dönüşü kendileriyle karşılaşınca, katılmamaları hakkında mazeretler, bahaneler ileri sürerler. De ki: "Boşuna özür dilemeyin, zira size inanmayacağız.Çünkü sizin aleyhimizde çevirdiğiniz hilelerden bir kısmını Allah bize bildirdi. Bundan böyle de, yapacağınız her şeyi Allah da, Resulü de görüp değerlendirecek, daha sonra da, gizli olsun açık olsun, her şeyi bilen Allah’ın huzuruna götürüleceksiniz. O da bütün yaptıklarınızı bir bir önünüze koyacaktır."
  • Süleyman Ateş

    (Seferden) geri dönüp onların yanına geldiğiniz zaman sizden özür dilerler. De ki: "Hiç özür dilemeyin, size inanmayız! Allâh bize sizin haberlerinizden (bize karşı çevirdiğiniz entrikalardan) bazılarını bildirdi. Yaptığınızı Allâh da görecek, Elçisi de. Sonra görülmeyeni ve görüleni bilenin huzûruna döndürüleceksiniz, O size yaptıklarınızı haber verecek."
  • Tefhim-ul Kuran

    Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: «Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, sizin durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun Resulü de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.»
  • Ümit Şimşek

    Yanlarına döndüğünüzde, size özür beyan ederler. De ki: Hiç mazeret ileri sürmeyin; size inanacak değiliz. Çünkü Allah sizin durumunuzdan bizi haberdar etti. Allah ve Resulü bundan sonra ne yapacağınıza bakacak. Sonra da görünen ve görünmeyen herşeyi bilen Allah'ın huzuruna çıkarılacaksınız; yapmakta olduklarınızı O size bildirecek.
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Dönüp yanlarına geldiğinizde sizden özür dilerler. De ki: "Özür dilemeyin. Size asla inanmayacağız. Allah bize sizin hallerinizden birçoğunu haber vermiştir. Yapıp ettiğinizi Allah da resulü de görecektir. Sonra görünmeyen ve görünen âlemleri bilenin huzuruna çıkarılacaksınız da O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.