لَّيْسَ عَلَى الضُّعَفَاء وَلاَ عَلَى الْمَرْضَى وَلاَ عَلَى الَّذِينَ لاَ يَجِدُونَ مَا يُنفِقُونَ حَرَجٌ إِذَا نَصَحُواْ لِلّهِ وَرَسُولِهِ مَا عَلَى الْمُحْسِنِينَ مِن سَبِيلٍ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
leyse
değildir, yoktur
alâ ed duafâi
zayıflar, kuvvetsizler, güçsüzler üzerine
ve lâ
ve yoktur
alâ el merdâ
hastaların üzerine
ve lâ alâ
ve yoktur üzerine
ellezîne lâ yecidûne
bulamayan kimseler
mâ yunfikûne
infâk edecek, verecek şey
haracun
zorluk, günah
izâ nasahû
nasihat edip, öğüt vererek sadık kaldıkları taktirde
li allâhi
Allah için
ve resûli-hi
ve onun resûlü
mâ alâ el muhsinîne
muhsinler üzerine yoktur
min
...den, ...dan
sebîlin
şeyi
vallâhu
ve Allah
gafûrun
mağfiret eden
rahîmun
rahmet nuru gönderen