1. 100. Ayeti

فَمَا لَنَا مِن شَافِعِينَ

  • fe

    artık, öyleyse

  • yok

  • lenâ

    bize, bizim için

  • min şâfiîne

    şefaatçi

ŞUARÂ suresi - 100. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Artık ne şefâatçilerden bir şefâatçi var bize.
  • Abdullah Parlıyan

    Ama şimdi, ne bir arka çıkanımız var,
  • Adem Uğur

    ''Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var''.
  • Ahmed Hulusi

    "Şefaatçimiz de yok. "
  • Ahmet Tekin

    'Bak, bizim şefaat edenlerimiz yok.'
  • Ahmet Varol

    Artık bizim şefaatçilerimiz yok.
  • Ali Bulaç

    "Artık bizim için ne bir şefaatçi var,"
  • Ali Fikri Yavuz

    Artık bizim için ne şefaatçılar var,
  • Bayraktar Bayraklı

    (96-102) Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
  • Bekir Sadak

    (96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.
  • Celal Yıldırım

    (100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz...
  • Cemal Külünkoğlu

    (100-101) “İşte bu yüzden artık bizim için ne şefaatçiler var, ne de yakın bir dost.”
  • Diyanet İşleri (eski)

    (96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.
  • Diyanet Vakfi

    (100-101) Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var, ne de yakın bir dostumuz.
  • Edip Yüksel

    'Şimdi bizim ne şefaatçımız var.'
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Bak şimdi bizim için ne şefaatciler var
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Bak şimdi bizim için ne şefaatçiler var,
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    «Bak bizim için ne şefaatçiler var,»
  • Fizilal-il Kuran

    Şimdi bizim bir şefaatçimiz yok.
  • Gültekin Onan

    "Artık bizim için ne bir şefaatçi var."
  • Hasan Basri Çantay

    Artık bizim için ne şefaatçiler (den bir kimse),
  • Hayrat Neşriyat

    (100-101) 'Şimdi artık bizim, ne şefâatçilerimiz, ne de yakın bir dostumuz vardır!'
  • İbni Kesir

    Şimdi bize şefaat eden kimse yoktur.
  • Kadri Çelik

    “Artık bizim için ne bir şefaatçi var…”
  • Muhammed Esed

    Ama şimdi ne bir arka çıkanımız var,
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    (100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.»
  • Ömer Öngüt

    “Şimdi artık bizim şefaatçilerimiz yoktur. ”
  • Şaban Piriş

    Şimdi, bir şefaatçimiz de yok..
  • Suat Yıldırım

    (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"
  • Süleyman Ateş

    "Şimdi artık bizim ne şefâ'atçilerimiz var",
  • Tefhim-ul Kuran

    «Artık bizim için ne bir şefaatçi var,»
  • Ümit Şimşek

    'Şimdi ne bir şefaatçimiz var bizim,
  • Yaşar Nuri Öztürk

    "Artık ne şefaatçilerimiz var,

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.