1. 54. Ayeti

قَالَ هَلْ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ

  • kâle

    dedi

  • hel

  • entum

    siz

  • muttaliûne

    muttali olanlar, yakînen bilenler

SÂFFÂT suresi - 54. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Der ki: Ne oldu o, bakıp gördünüz mü acaba?
  • Abdullah Parlıyan

    Konuşan o kimse diyecek ki: “Onun ne durumda olduğuna dönüp bakmak istermisiniz?”
  • Adem Uğur

    (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi.
  • Ahmed Hulusi

    Dedi ki: "Siz söz ettiğinizin gerçekleşmesine şahit oldunuz mu?"
  • Ahmet Tekin

    Allah: 'Siz, onun halini görmek ister misiniz?' buyurur.
  • Ahmet Varol

    Der ki: 'Siz ona bakar mısınız?'
  • Ali Bulaç

    (Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?"
  • Ali Fikri Yavuz

    (Sonra o sözcü, cennetteki kardeşlerine): “(Şimdi size o arkadaşı göstermek için cehenneme) bir bakar mısınız?”der.
  • Bayraktar Bayraklı

    “Siz onun durumuna vâkıf olmak ister misiniz?” dedi.
  • Bekir Sadak

    Yanindakilere: «Siz onu bilir misiniz?» der.
  • Celal Yıldırım

    (54-55) Bir diğeri, «onun ne durumda olduğunu bilir misiniz» Derken bakar da onu Cehennem'in ortasında görür.
  • Cemal Külünkoğlu

    (54-55) Yanındakilere: “Siz onu bilir misiniz?” diye sorar. Bakar ve onu cehennemin ortasında görür.
  • Diyanet İşleri (eski)

    Yanındakilere: 'Siz onu bilir misiniz?' der.
  • Diyanet Vakfi

    (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
  • Edip Yüksel

    (Yanındakilere,) 'Bakar mısınız?' der.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    Nasıl der: bir bakıştırır mısınız?
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Nasıl bir bakıştırır mısınız (seyretmek ister misiniz)? der.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    «Siz onu tanır mısınız?» der.
  • Fizilal-il Kuran

    Yanındakilere; «Siz onu bilir misiniz?» der.
  • Gültekin Onan

    (Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?"
  • Hasan Basri Çantay

    (O sözü söyleyen zât, ihvanına) der ki: «Siz (onun iç yüzüne) vaakıf olucular mısınız?»
  • Hayrat Neşriyat

    (Sonra o kişi yanındakilere:) 'Siz (onun hâlinden) haberdâr mısınız?' dedi.
  • İbni Kesir

    Siz, onu bilir misiniz? dedi.
  • Kadri Çelik

    (Konuşan yanındakilere) Der ki: “Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?”
  • Muhammed Esed

    (Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?"
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    Dedi ki: Siz (onun halinden) haberdar olmak ister misiniz?
  • Ömer Öngüt

    (Sonra yanındakilere): "Acaba arkadaşımın nerede olduğunu biliyor musunuz?" dedi.
  • Şaban Piriş

    -Ona ne olduğunu görüyor musunuz? der birisi.
  • Suat Yıldırım

    (54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"
  • Süleyman Ateş

    (Sonra yanındakilere): "Bakar mısınız?" dedi.
  • Tefhim-ul Kuran

    (Konuşan yanındakilere) Der ki: «Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?»
  • Ümit Şimşek

    'Şimdi ne halde olduğunu biliyor musunuz?' der.
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Dedi: "Siz de bir araştırır mısınız?"

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.