فَإِنْ عُثِرَ عَلَى أَنَّهُمَا اسْتَحَقَّا إِثْمًا فَآخَرَانِ يِقُومَانُ مَقَامَهُمَا مِنَ الَّذِينَ اسْتَحَقَّ عَلَيْهِمُ الأَوْلَيَانِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّهِ لَشَهَادَتُنَا أَحَقُّ مِن شَهَادَتِهِمَا وَمَا اعْتَدَيْنَا إِنَّا إِذًا لَّمِنَ الظَّالِمِينَ
fe in usire alâ
eğer sonradan farkına varılırsa
enne-humâ
iki kişinin ... olduğu
istehakkâ ismen
bir günaha müstehak oldu
fe âharâni
o takdirde diğer iki kişi
yekûmâni
ikisi ... olur
makâme humâ
o ikisinin yerine
min ellezîne
o kimselerden, onlardan
istehakka aleyhim(u)
onlara daha layık, onların üzerinde hak sahibi
el evleyâni
daha yakın iki kişi
fe yuksimâni
böylece, sonra iki kişi yemin ederler
bi Allâhi
Allâh'a (cc.)
le şehâdetu-nâ
bizim şahitliğimiz mutlaka
ehakku
daha doğru
min şehâdeti himâ
o iki kişinin şahitliğinden
ve mâ'tedeynâ
ve biz haddi aşmadık
innâ
biz mutlaka oluruz
izen
o takdirde, aksi taktirde
le
mutlaka
min ez zâlimîne
zâlimlerden