يَا بُنَيَّ إِنَّهَا إِن تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ فَتَكُن فِي صَخْرَةٍ أَوْ فِي السَّمَاوَاتِ أَوْ فِي الْأَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٌ
yâ
ey
buneyye
oğlum, oğulcuğum, yavrum
inne-hâ
muhakkak ki o
in
eğer, olsa bile, dahi
teku
olur
miskâle
miktar
habbetin
tane
min hardalin
hardaldan, hardal
fe
böylece, o taktirde
tekun
olur
fî
içinde
sahretin
kaya
ev
veya
fî es semâvâti
semalarda, göklerde
ev
veya
fî el ardı
arzda, yerde
ye'ti
getirir
bi-hi
onu
allâhu
Allah
inne allâhe
muhakkak ki Allah
latîfun
lâtif, lütuf sahibi
habîrun
haberdar