فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ
fe
ardından
ehaznâ-hu
onu aldık, yakaladık
ve cunûde-hu
ve onun askerleri, onun orduları
fe nebeznâ-hum
böylece onları attık
fî
içine
el yemmi
deniz
fanzur (fe unzur)
o zaman, bunun üzerine, sonra da bak
keyfe
nasıl
kâne
oldu
âkıbetu
akıbet, son, sonuç
ez zâlimîne
zalimler