1. 44. Ayeti

فَذَرْنِي وَمَن يُكَذِّبُ بِهَذَا الْحَدِيثِ سَنَسْتَدْرِجُهُم مِّنْ حَيْثُ لَا يَعْلَمُونَ

  • fe

    o zaman, artık

  • yâ ardu

    bana bırak, ilgilenme

  • ve men

    ve kimse

  • yukezzibu

    yalanlıyor

  • bi hâzâ

    bunu

  • el hadîsi

    söz

  • se-nestedricu-hum

    tedricen (derece derece), yavaş yavaş (azaba) yaklaştıracağız

  • min haysu

    yerden

  • lâ ya'lemûne

    bilmiyorlar

KALEM suresi - 44. ayeti mealleri

  • Abdulbaki Gölpınarlı

    Artık sen, bu sözü yalanlayanı bırak bana, biz onları yavaş yavaş, hiç bilmedikleri yerden cehenneme çeker dururuz.
  • Abdullah Parlıyan

    Artık Allah'ın kelamı olan Kur'ân'ı yalan sayanı bana bırak, biz onları yavaş yavaş hiç bilmedikleri yerden cehenneme çekip yaklaştırırız.
  • Adem Uğur

    (Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
  • Ahmed Hulusi

    (Rasûlüm) artık beni ve bu olayı yalanlayanı (başbaşa) bırak! Onları hiç bilmedikleri yönden aşama aşama helâka götüreceğiz!
  • Ahmet Tekin

    Bu sözü, Kur’ân’ı yalanlayanları bana bırak. Onları bilmedikleri, farkına varmadıkları yerlerden kademe kademe alçaltacağız, azâba yaklaştıracağız.
  • Ahmet Varol

    Bu sözü yalanlayanı sen bana bırak. Biz onları bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş (azaba) yaklaştıracağız.
  • Ali Bulaç

    Artık bu sözü yalan sayanı sen Bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
  • Ali Fikri Yavuz

    O halde (Ey Rasûlüm), bu Kur’an’ı yalan sayanları bana bırak, (sen kalbini onlarla meşgul etme. Ben onların hakkından gelirim). Biz, onları, bilemiyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştırırız; (Onlara sıhhat ve bol nimet veririz de, onu haklarında iyi zannederler. Halbuki o kâfirlere verdiğimiz bu mühletin sonu fecidir).
  • Bayraktar Bayraklı

    Sen, bu Kur'ân'ı yalan sayanı bana bırak! Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
  • Bekir Sadak

    Kuran'i yalanlayanlari Bana birak; Biz onlari bilmedikleri yerden yavas yavas azaba yaklastiracagiz.
  • Celal Yıldırım

    Artık bu sözü yalanlayanı bana bırak; biz, onları bilmedikleri cihetten kademe kademe sürükleyip (azaba) yaklaştırırız.
  • Cemal Külünkoğlu

    (Ey Resulüm!) Bu sözü (Kur'an'ı) yalanlayanlarla beni baş başa bırak! Biz (kendilerine bir takım dünyalıklar versek bile, yaptıkları yüzünden) onları bilemeyecekleri yerden yavaş yavaş azaba yaklaştıracağız.
  • Diyanet İşleri (eski)

    Kuran'ı yalanlayanları Bana bırak; Biz onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş azaba yaklaştıracağız.
  • Diyanet Vakfi

    (Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
  • Edip Yüksel

    Bu hadisi (sözü) yalanlayanla Beni başbaşa bırak. Onları, bilmedikleri yerden yavaş yavaş yaklaştıracağız.
  • Elmalılı Hamdi Yazır

    O halde bana bırak bu sözü tekzib edenleri, biz onları istidrac ile çıkarır, bilemiyecekleri cihetten yuvarlarız.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    O halde Bana bırak bu sözü yalanlayanları! Biz onları bilmeyecekleri yönden derece derece azap uçurumuna yuvarlarız.
  • Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

    Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
  • Fizilal-il Kuran

    Bu sözü yalanlayanı bana bırak; onları bilmedikleri yerden derece derece azaba yaklaştıracağız.
  • Gültekin Onan

    Artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
  • Hasan Basri Çantay

    Artık bu sözü yalan sayanları bana bırak. Biz onları, kendilerinin bilmeyecekleri bir cihetden, derece derece azaba yaklaşdırıyoruz.
  • Hayrat Neşriyat

    (Ey Resûlüm!) Artık bu sözü (Kur’ân’ı) yalanlayanları bana bırak! Yakında onları, bilmedikleri yerden yavaş yavaş (azâba) yaklaştıracağız!
  • İbni Kesir

    Bu sözü yalanlayanları Bana bırak. Biz; onları, kendilerinin bilmeyecekleri bir yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
  • Kadri Çelik

    Artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
  • Muhammed Esed

    O halde bu haberi yalanlayanları Bana bırak. Onları, ne olup bittiğini fark etmeyecekleri şekilde, yavaş yavaş alçaltacağız;
  • Ömer Nasuhi Bilmen

    Artık bu kelâmı tekzîp edenleri bana bırak. Onları bilmedikleri bir taraftan derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
  • Ömer Öngüt

    Bu sözü yalan sayanlarla beni başbaşa bırak! Biz onları bilmeyecekleri bir cihetten derece derece azaba yaklaştıracağız.
  • Şaban Piriş

    Bu sözü yalan sayanları bana bırak. Onları bilmedikleri bir yerden ağır ağır azaba yaklaştıracağız.
  • Suat Yıldırım

    (44-45) O halde sen bu şerefli sözü, Kur’ân’ı yalan sayanı Bana bırak! Biz onları, bilmedikleri, farkına varmadıkları bir yerden, yavaş yavaş azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veriyorum! Doğrusu Ben’im düzenim, pek sağlamdır.
  • Süleyman Ateş

    Bu sözü yalanlayanı bana bırak; onları bilmedikleri yerden derece derece (azâba) yaklaştıracağız.
  • Tefhim-ul Kuran

    Artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (günahla yükletip azaba) yaklaştıracağız.
  • Ümit Şimşek

    Bu sözü yalanlayanı Bana bırak. Onları ummadıkları yönden yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız.
  • Yaşar Nuri Öztürk

    Bu sözü yalanlayanla beni baş başa bırak. Onları, bilmedikleri yerden yakalayacağız.

KuranAra.com hakkında

33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.