حَتَّى إِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلاَّ مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ آمَنَ وَمَا آمَنَ مَعَهُ إِلاَّ قَلِيلٌ
hattâ
olunca, o zaman
izâ câe
geldiği zaman, gelince
emru-nâ
emrimiz
ve fâret tennûru
ve tennur kaynadı (feveran etti)
kulnâ
dedik
ıhmil
bindir, yükle
fî-hâ
onun içine, ona
min kullin
hepsinden, herşeyden, her cinsten
zevceynisneyni
iki unsurdan oluşan (bir dişi ve bir erkek) bir çift
ve ehle-ke
ve aileni, senin ehlini
illâ
ancak, dışında, ...den başka
men
kimse
sebeka
geçti
aleyhi el kavlu
onların üzerlerine söz, onlar hakkında söz
ve men
ve kimse
âmene
âmenû oldu (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı, mülâki olmayı diledi)
ve mâ âmene
ve âmenû olmadı
mea-hu
onunla beraber
illâ
...'den başka
kalîlun
(çok) az