لَقَالُواْ إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَارُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَّسْحُورُونَ
le
elbette, mutlaka
kâlû
dediler
innemâ
sadece, ancak, fakat
sukkiret
döndürüldü, engellendi, bağlandı
ebsâru-nâ
gözlerimiz
bel
hayır, aksine
nahnu
biz
kavmun
kavim
meshûrûne
büyülenmiş, sihir yapılmış