وَقَالُوا مَالِ هَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا
ve kâlû
ve dediler
mâ li
niçin, nasıl
hâzâ
bu
er resûli
resûl
ye'kuli
yiyor
et taâme
yemek
ve yemşî
ve yürür
fî el esvâkı
çarşılarda
lev lâ
olmaz mıydı
unzile
indirildi
ileyhi
ona
melekun
bir melek
fe
o zaman, böylece
yekûne
olur
mea-hu
onunla beraber
nezîren
uyarıcı, nezir