إِن تَدْعُوهُمْ لَا يَسْمَعُوا دُعَاءكُمْ وَلَوْ سَمِعُوا مَا اسْتَجَابُوا لَكُمْ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكْفُرُونَ بِشِرْكِكُمْ وَلَا يُنَبِّئُكَ مِثْلُ خَبِيرٍ
in
eğer
ted'û-hum
onlara dua edersiniz
lâ yesmeû
işitmezler
duâe-kum
sizin dualarınız
ve lev
ve olsa bile, eğer
semiû
işittiler
mestecâbû (mâ istecâbu)
icabet etmezler
lekum
size
ve yevme el kıyâmeti
ve kıyâmet günü
yekfurûne
inkâr edecekler
bi şirki-kum
sizin şirkiniz, şirk koşmanız
ve lâ yunebbiu-ke
ve sana haber vermez
mislu
gibi, benzer
habîrin
haberdar olan, haber veren