إِذْ يُرِيكَهُمُ اللّهُ فِي مَنَامِكَ قَلِيلاً وَلَوْ أَرَاكَهُمْ كَثِيرًا لَّفَشِلْتُمْ وَلَتَنَازَعْتُمْ فِي الأَمْرِ وَلَكِنَّ اللّهَ سَلَّمَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
iz
ve ikame edin, gereği üzere yerine getirin
es salâte
namaz
ve âtû
senin uykunda
kalîlen
az
ve lev
ve eğer, şayet
erâke-hum
beraber
er râkiîne
rukû edenler
le feşiltum
ve elbette anlaşmazlığa (nizaya) düşerdiniz
fîl emri
emir hakkında
ve lâkinne allâhe
ve fakat Allah
selleme
salim kıldı, selâmete çıkardı
inne-hu
muhakkak ki o, çünkü o
alîmun
en iyi bilen
bi zâti es sudûri
göğüslerde olanı, sinelerde olanı