فَمَن يُرِدِ اللّهُ أَن يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلإِسْلاَمِ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُ يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقًا حَرَجًا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي السَّمَاء كَذَلِكَ يَجْعَلُ اللّهُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ
fe men
artık kim(i)
yuridi allâhu
Allah diler
en yehdiye-hu
onu hidayete erdirmek, kendisine ulaştırmak
yeşrah
yarar, açar
sadra-hu
onun göğsünü
li el islâmi
İslâm'a, (Allah’a) teslime
ve men
ve kimi
yurid
diler
en yudılle-hu
onu dalâlette bırakmak
yec'al
kılar, yapar
sadra-hu
onun göğsünü
dayyikan
dar, daralmış
haracen
sıkıntılı
ke ennemâ
sanki, gibi
yassa'adu
(nefesi daralır bir şekilde) yükselir
fî es semâi
semâda
kezâlike
işte böyle, işte böylece, böylece, böyle
yec'alû allâhu
Allah kılar, yapar
er ricse
azap, ceza
alâ ellezîne
onların üzerine
lâ yu'minûne
îmân etmezler, mümin olmazlar