آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ
âmene
îmân etti, inandı
er resûlu
resûl
bi-mâ
şeye
unzile
indirildi
ileyhi
ona
min
den
rabbi-hi
onun Rabbi
ve el mu'minûne
ve mü'minler
kullun
hepsi
âmene
îmân etti, inandı
bi allâhi
Allah'a
ve melâiketi-hi
ve onun meleklerine
ve kutubi-hi
ve onun kitaplarına
ve rusuli-hi
ve onun resûllerine
lâ nuferriku
fark gözetmeyiz, ayırmayız
beyne
arasında
ehadin
biri
min rusuli-hi
onun resûllerinden
ve kâlû
ve dediler
semi'nâ
biz işittik
ve ata'nâ
ve biz itaat ettik
gufrâne-ke
senin mağfiret etmen
rabbe-nâ
Rabbimiz
ve ileyke
ve sana
el masîru
masîr, varış, ulaşma, seyr-i sülûk