رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنتَ العَزِيزُ الحَكِيمُ
rabbe-nâ
Rabbimiz
veb'as (ve ib'as)
ve beas et, hayata getir, görevlendir 3 - fî-him
resûlen
bir resûl, elçi, mürşid
min-hum
onlardan, kendilerinden
yetlû aleyhim
onlara okur
âyâti-ke
senin âyetlerin
ve yuallimu-hum
ve onlara öğretir
el kitâbe
kitabı
ve el hikmete
ve hikmeti
ve yuzekkî-him
ve onları tezkiye eder, nefslerini temiz- ler, tasfiye eder
inne-ke
muhakkak ki sen
ente
sen
el azîzu
azîz, üstün
el hakîmu
hakîm, hüküm ve hikmet sahibi