بَلَى مَنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لِلّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَلَهُ أَجْرُهُ عِندَ رَبِّهِ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
belâ
hayır, bilâkis, öyle değil
men
kimse, kişi
esleme
teslim etti
veche-hu
vechini, fizik vücudunu
lillâhi (li allâhi)
Allah'a
ve huve
ve o
muhsinun
muhsin, ahsen olan
fe
artık, o zaman
lehu
onun
ecru-hu
onun karşılığı, ecri, ücreti, mükâfatı
inde rabbi-hi
onun Rabbi katında, yanında
ve lâ havfun
ve korku yoktur
aleyhim
onlara
ve lâ hum yahzenûne
ve onlar mahzun olmazlar