قَالَ الْمَلأُ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُواْ مِن قَوْمِهِ لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُواْ لِمَنْ آمَنَ مِنْهُمْ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ صَالِحًا مُّرْسَلٌ مِّن رَّبِّهِ قَالُواْ إِنَّا بِمَا أُرْسِلَ بِهِ مُؤْمِنُونَ
kâle
dedi
el meleu ellezîne
kavmin önde gelen kimseleri
istekberû
büyüklendiler, kibirlendiler
min kavmi-hî
onun kavminden, kendi kavminden
li ellezîne ıstud'ıfû
hakir görülen, zayıf, güçsüz sayılan kimselere
li men
kimseye, kişiye, kimselere
âmene
îmân etti, inandı
min-hum
onlardan
e ta'lemûne
biliyor musunuz
enne
muhakkak ki, ... olduğunu
sâlihan
Salih
murselun
gönderilen, gönderilmiş olan
min rabbi-hi
Rabbinden, Rabbi tarafından
kâlû
dediler
innâ
muhakkak ki biz
bi-mâ ursile
gönderilen şeye
bi-hi
onunla
mu'minûne
inanan kimseler, inananlar