أَلَهُمْ أَرْجُلٌ يَمْشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَيْدٍ يَبْطِشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَعْيُنٌ يُبْصِرُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا قُلِ ادْعُواْ شُرَكَاءكُمْ ثُمَّ كِيدُونِ فَلاَ تُنظِرُونِ
e lehum
onların var mı
erculun
ayaklar
yemşûne
yürürler
bi-hâ
onunla
em lehum
veya, ya da, yoksa onların var mı
eydin
eller
yabtışûne bihâ
onunla tutarlar
em lehum
veya, ya da, yoksa onların var mı
a'yunun
gözler
yubsırûne bi-hâ
onunla görürler
em lehum
veya, ya da, yoksa onların var mı
âzânun
kulaklar
yesmeûne bi-hâ
onunla işitirler
kul ud'û
de ki davet edin, çağırın
şurekâe-kum
ortaklarınızı
summe
sonra
kîdû-ni
bana tuzak kurun
fe
artık
lâ tunzirûne
göz açtırmayın, bekletmeyin, fırsat vermeyin, mühlet vermeyin