وَإِن تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَى لاَ يَتَّبِعُوكُمْ سَوَاء عَلَيْكُمْ أَدَعَوْتُمُوهُمْ أَمْ أَنتُمْ صَامِتُونَ
ve in ted'û-hum
ve eğer onları çağırırsanız
ilâ el hudâ
hidayete
lâ yettebiû-kum
size uymazlar, tâbî olmazlar
sevâun
birdir, eşittir
aleykum
sizin üzerinize, sizin için
e deavtumû-hum
onları davet mi ettiniz, çağırdınız mı
em
veya, yoksa ... mı
entum sâmitûne
siz sessiz kaldınız, çağırmadınız