قَالَ فَبِمَا أَغْوَيْتَنِي لأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ
kâle
dedi
fe
artık, bundan sonra
bimâ
şey sebebiyle
agveyte-nî
beni azdırdın, beni azdırman
le ak'udenne
mutlaka oturacağım
lehum
onlar, onlara, onlara karşı
sırâte-ke el mustekîme
senin Sıratı Mustakîmin