وَلَمَّا أَن جَاءتْ رُسُلُنَا لُوطًا سِيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعًا وَقَالُوا لَا تَخَفْ وَلَا تَحْزَنْ إِنَّا مُنَجُّوكَ وَأَهْلَكَ إِلَّا امْرَأَتَكَ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
ve lemmâ
ve olduğu zaman
en câet
gelmesi
rusulu-nâ
bizim resûllerimiz
lûtan
Lut
sîe
üzüldü
bi-him
onlara
ve dâka
ve içi daraldı
bi-him
onlarla
zer'ân
telâşlandı
ve kâlû
ve dediler
lâ tehaf
korkma
ve lâ tahzen
ve mahzun olma
innâ
muhakkak ki biz
muneccû-ke
seni kurtaracak olanlarız
ve ehle-ke
ve senin aileni
illemreeteke (illâ emreete-ke)
senin hanımın hariç
kânet
oldu
min el gâbirîne
geride kalanlardan