وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَّهُمْ بَلْ هُوَ شَرٌّ لَّهُمْ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُواْ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلِلّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
ve lâ yahsebe-enne
ve sakın zannetmesinler
ellezîne
onlar
yebhalûne
cimrilik ederler
bi mâ âtâ-humu allâhu
Allah'ın onlara verdiği şeyler
min fadlı-hî
kendi fazlından
huve
o
hayran
hayırdır
lehum
onlar için
bel huve
hayır, bilâkis o
şerrun
şerdir
lehum
onlar için
se yutavvekûne
boyunlarına dolanacak
mâ bahilû bi-hî
onun ile cimrilik ettikleri şey
yevme el kıyâmeti
kıyâmet günü
ve li allâhi
ve Allah'ın
mîrâsu es semâvâti
semâların, göklerin mirası
ve el ardı
ve allâhu
ve Allah
bi mâ ta'melûne
yaptığınız şeyleri
habîrun
haberdar olandır