أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَى نُورٍ مِّن رَّبِّهِ فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
e
mı
fe
böylece, o taktirde
men
kim, kimse
şereha
şerhetti, açtı, yardı
allâhu
Allah
sadre-hu
onun göğsü
li
için, ... e
el islâmi
İslâm (Allah'a) teslim
fe
böylece, artık
huve
o
alâ
üzerinde
nûrin
nur
min
den
rabbi-hi
onun Rabbi
fe
böylece, artık, bundan dolayı
kesîren
yazıklar olsun, vay haline
mimmâ (min mâ)
için, ... e
el kâsiyeti
kasiyet, katılaşma
kulûbu-hum
onların kalpleri
min
den
zikrillâhi (zikri allâhi)
işte onlar
fî
de, içinde
dalâlin
dalâlet
mubînin
apaçık