ارْجِعُواْ إِلَى أَبِيكُمْ فَقُولُواْ يَا أَبَانَا إِنَّ ابْنَكَ سَرَقَ وَمَا شَهِدْنَا إِلاَّ بِمَا عَلِمْنَا وَمَا كُنَّا لِلْغَيْبِ حَافِظِينَ
ırciû
dönün
ilâ ebî-kum
babanıza
fe kûlû
böylece deyin, söyleyin
yâ ebâ-nâ
ey babamız
innebneke (inne ibne-ke)
muhakkak senin oğlun
seraka
hırsızlık yaptı
ve mâ şehid-nâ
ve biz şahit olmadık (görmedik)
illâ
...den başka
bimâ
şeyi, şeye
alimnâ
bildik
ve mâ kunnâ
ve biz değildik, olmadık
lilgaybi (li el gaybi)
gaybı, gizli olanı
hâfizîne
koruyanlar, bilenler (bilgiyi muhafaza edenler, bilgi sahibi olanlar)