إِنَّ رَبَّكُمُ اللّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الأَمْرَ مَا مِن شَفِيعٍ إِلاَّ مِن بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمُ اللّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلاَ تَذَكَّرُونَ
inne
muhakkak
rabbe-kum allâhu
sizin Rabbiniz Allah'tır
ellezî halaka
ki o yarattı, yaratan
es semâvâti
semalar, gökler
ve el arda
ve yer, arz, yeryüzü
fî sitteti eyyâmin
altı günde, altı zaman diliminde
summe istevâ
sonra istiva etti
alâ el arşi
arşa
yudebbiru el emre
işleri takdir eder, tedbir eder, düzenler
mâ
yoktur, değildir, olamaz
min şefîın
bir şefaatçi
illâ
hariç, olmadıkça
min ba'di
...den sonra
iznihî
onun izni
işte bu Allah
sizin Rabbiniz
fa'budûhu (fe u'budû-hu)
artık ona kulluk edin, kul olun
e fe
hâlâ ... mı
lâ tezekkerûne
tezekkür etmezsiniz