قَالُوا إِنَّا تَطَيَّرْنَا بِكُمْ لَئِن لَّمْ تَنتَهُوا لَنَرْجُمَنَّكُمْ وَلَيَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٌ
kâlû
dediler
innâ
muhakkak biz
tetayyernâ
uğursuzluğa uğradık
bi kum
sizinle
le
mutlaka, elbette, gerçekten
in lem tentehû
eğer vazgeçmezseniz
le
mutlaka, elbette, gerçekten
nercume- enne-kum (receme)
biz sizi mutlaka taşlarız : (taşladı)
ve le
ve mutlaka, elbette, gerçekten
yemesse- enne-kum (messe)
size mutlaka dokunacak : (dokundu)
min-nâ
bizden
azâbun
azap
elîmun
elîm, acı