فَسِيحُواْ فِي الأَرْضِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَاعْلَمُواْ أَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِي اللّهِ وَأَنَّ اللّهَ مُخْزِي الْكَافِرِينَ
fe
artık
sîhû
dolaşın, gezin
fi el ardı
yeryüzünde
erbeate
dört
eşhurin
aylar
va'lemû (ve ı'lemu)
ve biliniz
enne-kum
siz, ... olduğunuzu
gayru
başka, değil, dışında (olmaz)
mu'cizî allâhi
Allah'ı aciz bırakan
ve enne allâhe
ve Allah'ın ... olduğunu
muhzî el kâfirîne
kâfirleri alçaltıcı, hor, hakir yapıcı