وَكَذَلِكَ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لِّتُنذِرَ أُمَّ الْقُرَى وَمَنْ حَوْلَهَا وَتُنذِرَ يَوْمَ الْجَمْعِ لَا رَيْبَ فِيهِ فَرِيقٌ فِي الْجَنَّةِ وَفَرِيقٌ فِي السَّعِيرِ
ve kezâlike
ve işte böyle, böylece
evhaynâ
biz vahyettik
ileyke
sana
kur'ânen
Kur'ân
arabiyyen
Arapça
li tunzire
uyarman için
umme el kurâ
şehirlerin anası
ve men
ve kimse(ler)
havle-hâ
onun etrafında
ve tunzire
ve uyarırsın
yevme el cem'i
toplanma günü
lâ reybe
şüphe yoktur
fî-hi
onun hakkında
ferîkun
bir kısım, bir grup
fî el cenneti
cennette
ve ferîkun
ve bir kısım, bir grup
fî es saîri
alevli ateş içinde, cehennemde